| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | be disturbed f. | rahatsız olmak | ||
|
He is disturbed. O rahatsız olmuş. More Sentences |
||||
| Genel | be disturbed f. | rahatsız edilmek | ||
|
Mike asked that he not be disturbed. Mike rahatsız edilmemesini istedi. More Sentences |
||||
| Genel | be disturbed f. | huylanmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | be disturbed by a bad smell f. | burnunun direği kırılmak |
| Genel | be disturbed while studying f. | ders çalışırken rahatsız edilmek |
| Genel | be disturbed by the noise f. | gürültüden/sesten rahatsız olmak |
